YAZAMAZSAN KARALA


Adalet eski bakanlarından Mahmut Esat Bozkurt'ta dönemin gazetecileri şu soruyu soruyorlar "Bilimsel, sosyal, siyasal, alanlarda Atatürk'ün anlaşılmamış yönleri var mıdır?" Mahmut Esat Bozkurt cevap veriyor "Vardır. Atatürk'ü herkes anlayamadı ve anlayamazdı. Çok büyüktü. Biz faniler O'na erişemezdik. Bizim O'nda bütün gördüğümüz pek gereksiz, pek ufak ayrıntılardı. Abartılarak sözü edilen rakı içmesi neşesi, şusu, busu... Çünkü biz daha yukarı çıkamayız. Bir defa Atatürk son derece demokrattı. Kimilerinin "diktatör" demesine karşın sonsuz demokrattı. Kendisinin diktatör sayılmasından oldukça müteessirdi. Haklıydı da. Çünkü kendini bildi bileli diktatörlükle, şahıs ve zümre saltanatı, keyfi yönetimle, zorbalık ve baskı ile mücadele etmiştir."
Bir gün yine Gazi Mustafa Kemal Bursa'da idi. Onu görmek için toplanan coşkulu kalabalığın içinden yaşlı bir kadın kendini neredeyse yere fırlatır. Gazi'nin önünde heyecandan nefesi tıkanarak sorar;
- Beni tanıdın mı?
Ve yanıt beklemeden ekler
- Ben Hacer teyze. Sizin Selanik'den komşunuzum. Bir oğulcuğum var. Devlet Demiryolları'na girmek ister. Sende "Alsınlar" demiştin hani. Ama gene de almadılar Ne olur bir defacık daha söyleyiver de alsınlar.
Mustafa Kemal'in gözleri parlar.
-Almadılar mı? Ben söylediğim halde almadılar mı?
-Almadılar ya. Sen söylediğin halde almadılar.
Atatürk sesiyle, tüm yüzü, tüm varlığı ile mutludur.
-İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Sevgiyle, saygıyla tekrarladı.
- Evet işte Cumhuriyetten beklediğimiz...

Yukarıdaki her iki olay biri diğerini destekler ve biri diğerini açıklar gibidir. Tüm hayatı boyunca haksızlıklara, zorbalıklara, dayatmalara, adaletsizliklere ve adam kayırmacalara karşı mücadele eden M.Kemal Atatürk. En büyük mücadelesini ise diktatörlüğe karşı vermiş. Hayatının en başından yaşamının son dakikalarına kadar vatanım, milletim demiştir. Her sözü, her hareketi, her bakışı bir anlam taşıyan büyük lider... Milletine örnek olurken dünyaya da ders vermiştir. Onun için akıl ve mantık süzgecinden geçmeyen hiç bir şey vicdan tarlasında yeşeremezdi. İleri görüşü sayesinde yüzyıl öncesinden yüzyıl sonrasını tarif etmiş ve halkına emin bir yol, rota çizmiştir. O bir dahiydi, bilim adamıydı, alimdi, iyi bir hukukçu ve sıradan bir vatandaş tevazusu ile doluydu. Mustafa Kemal'i anlatmak yazmak bize ağır gelir. Hatta sadece binde birini yazar veya idrak edebiliriz. Hiç bir zaman onu tam anlatamaz ve tarif edemeyiz. Çünkü biz ne onun aklıyla düşünebiliriz, ne onun gözüyle görebiliriz, nede onun penceresinden bakabiliriz. Biz sadece yazarız. Hadimiz olanı da, olmayanı da, bilgimiz olanı da olmayanı da, hakkımız olanı da olmayanı da... Bazen de yazamayız sadece karalarız. Çünkü yeterince fikrimiz, yeterince bilgimiz en kötüsü de yeterince aklımız yoktur. Çünkü biz daha yukarı çıkamayız.

Hiç yorum yok: